Bu iki ışık, varılması mümkün olmayan bir uzaklıkta duruyordu. – H. S. Tanrıöver
Varılma Sözlük Anlamı
edilgen f. (< var-ı-l-mak) (-e) 1. Belli bir yere ulaşılmak, vâsıl olunmak: “Varılmaz yollar.” “Bu gidişle köye üç saatte varılır.” Bâzan da, “Odasına varılmıyor köpekten” mısrâıyle başlayan o hâyâsız oyun havasını söylerdi (Ahmet H. Tanpınar). 2. İnceliklerine erişilerek duyulmak: “Tadına varılmak.” “Sırrına varılmak.” “Zevkine varılmak.” “Hakîkatine varılmak.” 3. (Kadın veya kız için) Evlenilmek: “O adama varılmaz kızım.” “Varılacak adam mı bulamadın?” 4. Bir hâle girilmek, o hâle dalınmak: “Düşünceye, murâkabeye, tefekküre varılmak.” “Uykuya varılmak.” ► Varılmak fiiliyle deyim: Çalımından yanına varılmamak.
Varılma TDK Anlamı
a. Varılmak işi: Bu iki ışık, varılması mümkün olmayan bir uzaklıkta duruyordu. -H. S. Tanrıöver.